Alaattin Aktaş: TÜİK ne söylüyor pek anlaşılamıyor
TÜİK’in enflasyon hesaplamalarını nasıl yaptığına ilişkin net bir açıklaması yok. Kurum, enflasyon hesabında dikkate aldığı maddelerin fiyatını açıklamadığından DİSK’le mahkemelik oldu. 15 Mayıs’ta DİSK’e gönderilen yazıda “2022 yılı mayıs ayından itibaren Kurumumuz tarafından hesaplanmayan ve yayımlanmayan ortalama madde fiyatlarının halen Kurumda bulunmaması nedeniyle gönderilmesi mümkün olmamıştır.” ifadesine yer verilmesi ekonomi dünyasında tepkiyle karşılandı.
Ekonomim yazarı Alaattin Aktaş, TÜİK’in enflasyon hesasbıyla ilgili net açıklamalar yapmadııı için güvenilirliğini yitirdiğiuni belirtti, kurumun şeffaf olması gerektiğini vurguladı. Aktaş’ın “TÜİK bir şeyler söylüyor ama ne dediği pek anlaşılmıyor!” başlıklı yazısının bir bölümü şöyle:
“TÜİK’in açıklamalarından sonra kafamda sorular, sorular…
● Tamam, TÜFE’de belli kalemlerin, örneğin otomobilin endeksi yer alıyor ama tüm kalemlerin endeksi açıklanmıyor, niye gruplandırmaya gidiliyor?
● TÜİK sürekli olarak ’Madde fiyatlarını açıklayınca bu yanlış yorumlanıyor’ diyor ya. Peki haklısınız(!), madde fiyatlarını açıklarsanız kamuoyu olarak bu verileri anlayamaz ve doğru yorumlayamayız(!), kabul. Şu durumda madde fiyatlarınız sizde kalsın, her maddedeki artış oranını açıklayın!
● 2024 yılında 406 mal ve hizmetin fiyatı derleniyor; tamam 406 kalemdeki fiyatı gizli tutun ama niye fiyat değişimini tüm kalemler için açıklamıyorsunuz? Her ay niye yalnızca 143 kalem mal ve hizmet grubunun fiyatını duyurmakla yetiniyorsunuz? Madde fiyatındaki değişimi de mi anlayamayız, kaygınız bu mu!
● Açıklamada ’Dünya genelinde hiçbir resmi istatistik ofisi tarafından ortalama madde fiyatlarının tamamı hesaplanıp yayımlanmamaktadır’ diyorsunuz. İyi de iki yıl öncesine kadar TÜİK ortalama madde fiyatını hesaplıyor ve açıklıyordu. 2022 öncesi madde fiyatları açıklanırken yanlış mı yapılıyordu yani?
● Açıklamada ’Kurumumuza, EUROSTAT dahil olmak üzere hiçbir uluslararası kurum veya kuruluş tarafından ortalama madde fiyatlarının yayımlanmaması hususunda herhangi bir eleştiri yöneltilmemektedir’ diyorsunuz. Demek ki TÜİK için yalnızca uluslararası alandan gelecek eleştiriler önem taşıyor, yalnızca bu eleştirileri dikkate alıyorsunuz. Peki yurtiçinden yöneltilen eleştirilerin hiç mi önemi yok?
ÇAĞRIMI TEKRARLIYORUM, TÜİK’İ KAMUOYUNA AÇIN!
Bu köşede 5 Haziran’da Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ve TÜİK Başkanı Erhan Çetinkaya’ya bir çağrıda bulundum. O çağrımı tekrarlıyorum.
TÜİK’i bir gün enflasyon hesabının nasıl yapıldığını anlatmak için gazetecilere, akademisyenlere, finans kesimine; yani ilgili tüm kişilere açın!
Zaman sınırlaması olmadan herkes sorusunu sorsun, toplumun bilgilenmesini sağlayın!
Enflasyonla mücadelenin olmazsa olmaz şartlarından biri açıklanan orana güvenilmesini sağlamak,
‘3 açıkladılar ama gerçeği 5’tir’ algısını kırabilmek, daha da önemlisi ’Gelecek ay daha yüksek olacak’ düşüncesine set çekip fiyatlama davranışlarını iyileştirebilmektir.
Düşünün; TÜİK, yüzde 9’un üstünde oranlar açıkladığı geçen yılın temmuz ve ağustosunda bile inandırıcı bulunmadı.
Vatandaşı ikna etmeden, fiyatlama davranışlarını düzeltmeden enflasyonu ancak baz etkisiyle düşürebilirsiniz, zaten onun için de bir şey yapmaya gerek yok.”
(EKONOMİ SERVİSİ)